DSpace Repository

Hipertansif hastalarda, tedaviye dirençli kan basıncı yüksekliği ile aortun elastikiyet özellikleri arasındaki ilişki

Show simple item record

dc.contributor.author PABUCCU, MUSTAFA TÜRKER
dc.date.accessioned 2015-11-27T16:29:26Z NULL
dc.date.available 2015-11-27T16:29:26Z NULL
dc.date.issued 2010
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/20.500.12397/13058 NULL
dc.description.abstract Giriş ve Amaç: Dirençli hipertansiyon özellikle yaşla beraber sıklığı artan bir durumdur ve etiyolojisinde arteryel stiffness da dahil olmak üzere bir çok etkenin rol oynadığı düşünülmektedir. Etkili önlemlerin alınabilmesi ve ileride gelişebilecek olası kardiyovasküler olayların önlenebilmesi amacıyla dirençli hipertansiyona neden olabilecek faktörlerin ortaya konması gerekmektedir. Arteryal stiffness; dirençli hipertansiyonda güçlü ve bağımsız bir öngördürücü olabilir ve aortun yaşla ilişkili dejenerasyonu, dirençli hipertansiyon patogenezinde baş rol oynayabilir. Çalışmamızda dirençli hipertansiyon ile arteryel stiffness parametreleri olan aortik strain, distansibilite, nabız dalga hızı (NDH) ve augmentasyon indeksi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesini amaçladık. Metod: Araştırmaya dahil edilen bireyler; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'na Mayıs 2010 ? Ağustos 2010 tarihleri arasında başvuran kişiler arasından seçildi. 3 farklı sınıftan antihipertansife rağmen (ideal olarak bu antihipertansiflerden biri diüretik olmalı ve tüm ilaçlar optimal dozlarda kullanılmalı) hedef değerlerin üzerinde kan basıncı olan hastalar dirençli hipertansiyon grubuna, regule hipertansiyonu olan hastalar hipertansiyon grubuna ve hipertansiyonu olmayan hastalar ise kontrol grubuna alındı . Tüm hastaların demografik ve klinik verileri alındı ve kan basınçları ölçüldü. Arteryel stiffness parametrelerinden aortik strain ve distensibilite ekokardiyografik olarak aortun sistolik ve diyastolik çapı ölçülerek hesaplandı. Aynı zamanda diastolik disfonksiyon açısından mitral inflow akımları doppler ile değerlendirildi, sol atrium volum indeksi ve sol ventrikül kütle indeksi hesaplandı. Santral aortik basınç, nabız dalga hızı ve augmentasyon indeksleri SphygmoCor tonometre cihazı ile (AtCor Medical Instruments) ölçüldü. Bulgular: NDH ve augmentasyon indeksi, dirençli hipertansiyon hastalarında, regüle hipertansiyonu olanlara göre ( sırasıyla p:0.000 ve p:0.05) ve kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı (sırasıyla p:0.000 ve p:0.001). Her iki parametre açısından, regüle hipertansiyonu olanlar ve kontrol grubu arasında fark saptanmadı. Aortik strain ve distensibilite, dirençli hipertansiyon hastalarında regüle hipertansiyonu olanlara göre (sırasıyla p:0.001 ve p:0.001) ve kontrol grubuna göre (sırasıyla p:0.00 ve p:0.021) anlamlı olarak düşük saptandı. Yine benzer şekilde hem aortik strain hem distensibilite açısından iki grup arasında fark saptanmadı. Dirençli hipertansiyon grubunda sol atrial volum indeksi kontrol grubuna oranla anlamlı olarak yüksek saptandı (p:0.001) ve yine dirençli hipertansiyon hastalarında kontrol grubuna oranla sol ventrikül kitle indeksi daha yüksek saptandı ( sırasıyla p:0.023) Vücut kitle indeksi ile aortik distansibilite ( r:-0.377 p:0.040) ve aortik strain (r:-0.499 p:0.01) arasında anlamlı ters korelasyon tespit edildi. Yine benzer olarak sol ventrikül kütle indeksi ile aortik strain (r:-0.489 ve p:0.007) ve aortik distensibilite ( r:- 0.371 ve p:0.04) arasında anlamlı ters kolerasyon vardı. Aortik stiffness ölçümünde kullanılan parametreler kendi aralarında değerlendirildiğinde nabız dalga hızı ile aortik strain -distensibilite arasında anlamlı bir ters kolerasyon izlendi (sırasıyla; r: -0.399, p: 0.029 ve r:-0.459 ve p:0.014), benzer olarak augmentasyon indeksi ile aortik strain- distensibilite arasında anlamlı ( sırasıyla; r -0.545, p:0.002 ve r:-0.620, p:0.00) ters kolerasyon tespit saptandı. Sonuç: Araştırmamızda; arteryel stiffness, dirençli hipertansiyon hastalarında, regule hipertansiyonu olan ve hipertansiyonu olmayan hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede fazla saptandı. Aynı zamanda hipertansiyon hastaları ve dirençli hipertansif hastalarda, diastolik disfonksiyon parametrelerinden sol atriyal volüm indeksi ve sol ventrikül kitle indeksi, diğer gruplardaki hastalara oranla istatiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptanmıştır. Araştırmamız, arteryel stiffness açısından, dirençli hipertansiyon hastaları ile regüle hipertansiyonlu hastaları ve hipertansiyonu olmayan olguları karşılaştıran ilk çalışma olması nedeni ile önem kazanmaktadır. Daha önceki çalışmalar ile paralel olarak dirençli hipertansiyon hastalarında, vücut kitle indeksi ve sol ventrikül kitle indeksinin arteryel stiffness ile anlamlı pozitif korelasyon gösterdiği saptanmıştır. Çalışmamızda aynı zamanda sigara ile nabız dalga hızı arasında ve yaş ile augmentasyon indeksi arasında anlamlı pozitif korelasyon saptandı. Ek olarak arteryel stiffness ölçümünde kullanılan, ekokardiyografik olarak ve tonometri ile bakılan parametrelerin, kendi aralarında karşılaştırıldığı ilk araştırma bizim araştırmamızdır. Bu parametrelerden augmentasyon indeksi ve nabız dalga hızı ile aortik strain ve aortik distansibilite arasında anlamlı ters kolerasyon saptanmıştır. Introduction and Objective: Resistant hypertension is a situation that its frequency increases with age and it is being tought that, many factors including arterial stiffness take part in its etiology. All factors that may cause resistant hypertension should be defined in order to take effective precautions and prevent possible cardiovascular events that may occur in the future. Arterial stiffness might be a strong and independent predictor of resistant hypertension and it might take a central role in the resistant hypertension pathogenesis. In this trial, our objective is to evaluate the relationship between augmentation index and arterial stiffness parameters which are aortic strain, distancibility, pulse wave velocity. Methodology: Participants of this trial have been selected among patients who applied to Dokuz Eylül University Faculty of Medicine Cardiology Department between May 2010-August 2010. Patients whose blood pressure is above targetted values despite 3 different antihypertensives (ideally one of those antihypertensives should be diuretic and all drugs should be used in optimal dosages) have been assigned to the resistant hypertension group, patients who have regulated hypertension have been assigned to the hypertension group and patients with no hypertension have been assigned to the control group. Demographic and clinical information of all patients were obtained and their BP values were measured. Aortic strain and distensibility from arterial stiffness parameters were calculated by measuring systolic and diastolic diameters of aorta echocardiographically. At the same time, mitral inflow currents in terms of diastolic disfunction were evaluated with doppler, left atrium volume index and left ventricule mass index were calculated. Pulse wave velocity and augmentation index were calculated via Complior device (Createch Industrie, France). Arteria carotis communis and radial arteria pressure wave forms were measured as non-invasively by using SphygmoCor tonometer device (AtCor Medical Instruments) Findings: In the resistant hypertensive patient group, pulse wave velocity (PWV) and augmentation index were determined significantly higher than regulated hypertensives (sequentially p:0.000 and p: 0.05) and the control group (sequentially p:0.000 and p: 0.001). No difference was determined for both parameters between regulated hypertensive group and control group. In the resistant hypertensive group, aortic strain and distensibility were determined significantly low according to the regulated hypertensives (sequentially p:0.001 and p: 0.001) and control group (sequentially p:0.00 and p: 0.021). Similarly, no difference was determined in terms of aortic strain and distensibility, between two groups. Left atrial volume index was determined significantly higher than the control group (p:0.01) in the resistant hypertensive group. Again, in the resistant hypertensive group, left ventricule mass index was determined as higher than the control group (p: 0.023). Significant revers correlation was fixed between body mass index and aortic distensibility ( r:-0.377 p:0.040) and between body mass index and aortic strain (r:-0.499 p:0.01). Congruently, there was significant revers correlation between left ventricule mass index and aortic strain (r:-0.489 ve p:0.007) and between left ventricule mass index and aortic distensibility ( r:- 0.371 ve p:0.04). When parameters used in aortic stiffness measurement were evaluated between themselves, a significant reverse correlation was recorded between pulse wave velocity and aortic strain-distensibility (sequentially r-0.399,p: 0.029 ve r:-0.459 ve p:0.014), similarly, revers correlation was determined between augmentation index and aortic strain-distensibility (sequentially r -0.545, p:0.002 ve r:-0.620, p:0.00). Results: In this research, arterial stiffness which is evaluated with aortic strain, aortic distensibility, pulse wave velocity and augmentation index parameters, was determined significantly high in resistant hypertensive patients according to regulated hypertensives and non-hypertensives. To determine the increase of arterial stiffness in resistant hypertensive patients according to other groups, is an important data in order to indicate that, arterial stiffnes acts an active role in the etiology of resistant hypertension rather than its outcome. In light of consideration of this information, new therapeutic procedures can be developed or, it can be possible to block the resistant hypertension occurence by preventing the elastin fiber degeneration which is formed by hypertension in years, and which cause aortic stiffness in mild hypertensive patients with aortic stiffness at early ages, by initiating the hypertensive treatment earlier. en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.publisher Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi en_US
dc.subject Resistant hypertension, arterial stiffness, pulse wave velocity, diastolic disfunction. Dirençli hipertansiyon, arteryel stiffness, nabız dalga hızı, diastolik disfonksiyon en_US
dc.title Hipertansif hastalarda, tedaviye dirençli kan basıncı yüksekliği ile aortun elastikiyet özellikleri arasındaki ilişki en_US
dc.title.alternative The relationship between the elastic properties of the aorta and resistant hypertension in hypertensive patients en_US
dc.type Thesis en_US


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account