Abstract:
Keratokonus, genellikle korneanın merkezinde veya merkezin biraz altında incelme ve konik korneanın öne doğru bombeleşmesi ile giden, nonenflamatuar korneal bir bozukluktur. Korneadaki yapısal değişiklikler sonucu, yüksek myopi ve astigmatizma meydana gelerek görme kalitesi bozulmaktadır. Keratokonus özellikle verimli çağdaki genç yaş grubundaki hastalarda görülmesi, hayat kalitesi ve verimliliği olumsuz etkilemesi nedeniyle dikkat çekici bir hastalıktır. Korneal topografi şu anda riskli korneaların tanımlanmasında altın standarttır. Çalışmamızda keratokonus tanısı, topografik olarak santral veya parasantral dik alanların görülmesi, bu alanlarda korneanın incelmesi ve keratometrik değerin ? 47,2 D olması ile konuldu. Kornea yüzey incelemesinde son adımlardan biri olan ve gözdeki total aberasyonları saptayarak ideal görüntüyü elde etmeyi hedefleyen bir teknoloji olarak adını duyuran wavefront analizörlerle keratokonuslu hastalar üzerinde de farklı çalışmalar yapılmıştır. Keratokonuslu hastaların korneasında yüksek sıralı aberasyonların, özellikle de koma benzeri aberasyonların normal gözlere oranla belirgin olarak yüksek olduğu kaydedilmiştir. Bu çalışmadaki amacımız wavefront analizör ile keratokonus taramasında artış gösterdiği bilinen aberasyonları değerlendirerek farklı görme rehabilitasyonu yöntemlerini (kontakt lens, gözlük, keratoplasti) kendi aralarında ve normal kontrol grubu ile kıyaslamakta kullanmaktı. Çalışmamız kapsamında keratokonus tanısı alıp gözlük kullanan veya herhangi bir görmeye yardımcı aygıt kullanmayan, ortalama yaşları 33,31±9,4 olan 8 erkek 8 kadın toplam 16 olgunun seçilmiş 16 gözü çalışmamızda grup I'i oluşturdu. Keratokonus nedeniyle sert gaz geçirgen kontakt lens kullanan ortalama yaşları 27,25±7,5 olan 9 erkek 7 kadın toplam 16 olgunun rasgele seçilmiş 16 gözü grup II'yi oluşturdu. Keratokonus nedeniyle keratoplasti yapılmış ortalama yaşları 32,88±9,08 olan 9 erkek 7 kadın toplam 16 olgunun seçilmiş 16 gözü grup III'ü oluşturdu. Polikliniğimize rutin muayene için başvuran herhangi bir sistemik veya korneal hastalığı bulunmayan ortalama yaşları 27,69±9,4 olan 10 erkek 6 kadın toplam 16 sağlıklı kişinin seçilmiş 16 gözü grup ?V'ü oluşturdu. Diyabeti olan, sistemik veya topikal steroid kullanan, göz travması veya göz ameliyatı (PPK hariç) geçiren, keratokonus dışında korneal problemi olan hastalar çalışmaya alınmadı. Zernike katsayıları açısından değerlendirildiğinde keratokonus hastalarının bulunduğu grup kontrol grubu ile kıyaslandığında HOA RMS ve total RMS değerleri arasındaki fark aşırı anlamlı; vertikal koma değerleri arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0,005). Keratoplasti uygulanan hastalar kontrol grubu ile kıyaslandığında HOA RMS ve total RMS ortalamaları arasındaki fark aşırı anlamlı bulunurken; koma benzeri aberasyonlar ve sferik aberasyonlar arasındaki fark anlamlı bulunmadı. Sert gaz geçirgen kontakt lens kullanan hastalar kontrol grubu ile kıyaslandığında vertikal koma ve total RMS değerler arasında anlamlı fark saptanmadı. Çalışmamızda keratokonus hastalarında diğer yayınlarla paralel olarak total HOA ve özellikle de koma benzeri aberasyonlardaki fark dikkati çekmektedir. Keratoplasti yapılan ve sert kontakt lens kullanan hastalarda kısıtlı sayıda yayın bulunmaktadır. Keratoplasti yapılan grupta ve sert gaz geçirgen kontakt lens kullanan grupta sferik ve koma benzeri aberasyonlardaki düzelme dikkati çekmektedir. Bu nedenle sert gaz geçirgen kontakt lens kullanan ve keratoplasti geçiren hastalardaki bulgularımızın konuyla ilgili diğer çalışmalara ışık tutacağına inanıyoruz. Keratoconus is a chronic noninflammatory disorder which usually presents with central or inferior paracentral corneal thinning and protrusion. These structural changes result in high myopia and astigmatism causing decreased visual quality. Keratoconus usually affects young people at their active and productive years influencing their quality of life and efficiency. Currently corneal topography is the gold standart for the diagnosis of keratoconus and detection of risky corneas. In our study keratoconus was diagnosed by demostrating central or paracentral steep areas topographically, corneal thinning in these areas and keratometric values >47,2 D. The wavefront analyzer is a recent technology measuring total or corneal aberrations of the eye which hinder optimal vision. High-order aberrations, especially coma-like aberrations have been more frequently observed in keratoconus patients than in normal eyes. The aim of this study was to evaluate aberrations of keratoconus patients with the wavefront analyzer and compare the effect of different visual rehabilitation methods (glasses, contact lenses, keratoplasty) with normal healthy eyes. Group 1 consisted of 16 randomly chosen eyes of 8 male and 8 female keratoconus patients wearing glasses with a mean age of 33,31 (±9,4). Group 2 consisted of 16 randomly chosen eyes of 9 male and 7 female keratoconus patients with a mean age of 27,25 (±7,5). These patients of group 2 were rigid gas permeable contact lens users. Nine male and 7 female patients who had undergone penetrating keratoplasty comprised group 3. Group 3 patients had a mean age of 32,88 (±9,08). Finally group 4 consisted of 16 randomly chosen eyes of 10 male and 6 female healthy volunteers without any systemic and corneal diseases, with a mean age of 33,31 (±9,4). Patients with diabetes, with a history of ocular trauma, corticosteroids use, ocular surgery and with any corneal pathologies except keratoconus were not included in the study. Keratoconus group (group 1) and the control group were compared in terms of Zernike coefficients. The difference between HOA RMS and total RMS values of Group 1 and the control group were extremely significant; the difference in vertical coma values were also significant (p<0,005). The difference in HOA RMS and total RMS values of patients who underwent keratoplasty and the control group were extremely significant. In terms of coma-like aberrations and spheric aberrations there was no significant difference. No significant difference was noted when rigid gas permeable contact lens users and the control group were compared in terms of vertical coma and total RMS values. In our study the difference in total HOA and especially coma like aberrations in keratoconus patients were remarkably high which supports many similar publications in literature. There are only few publications evaluating rigid gas permeable contact lens users and patients who underwent keratoplasty. The improvement in spheric and coma like aberrations in these groups was also remarkable. Therefore we believe that these results, in rigid gas permeable contact lens users and patients who underwent keratoplasty, will guide other similar publications on this topic.