Abstract:
Amaç: Periferik Arter Hastalığı (PAH)'ın birinci basamaktaki sıklığı ve risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: İzmir ili Balçova bölgesindeki bir Aile Hekimine kayıtlı 45 yaş ve üstü 250 katılımcıyı kapsayan kesitsel tanımlayıcı bir çalışmadır. Katılımcılar telefonla ilgili Aile Sağlığı Merkezi'ne çağrılarak araştırmacı tarafından anket formu uygulanmıştır. Ankette; demografik veriler, PAH risk faktörü olan hastalıklar ve ilgili medikal tedaviler, ailede kalp hastalığı öyküsü, sigara kullanım durumu, ek hastalıklar, PAH semptomları, yürüme mesafeleri, altı aylık kayıtlardaki total kolesterol, HDL kolesterol, LDL kolesterol, trigliserid, açlık kan şekeri, HbA1c değerleri, VKİ ölçümleri, Ankle brakial indeks (ABİ) ölçümleri, PAH(+) bulunan katılımcılara yapılan öneriler, yönlendirildikleri poliklinikler yer almıştır. ABİ ölçümleri ≤0,9 olan hastalar PAH1 olarak, ABI ölçümleri ≤0,9 ve ≥1,3 olan hastalar PAH2 olarak tanımlanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 11.5 programı kullanılarak ki kare, t testi uygulanmıştır, p <0,05 anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: PAH1 sıklığı, %17,6 olup kadınlarda %21,8 erkeklerde %12,1; PAH2 sıklığı %29,2 kadınlarda %28,1 erkeklerde %30,6 olarak saptanmıştır. Katılımcıların PAH1(+) olanların %52,3, PAH2(+) olanların %63'ünün asemptomatik olduğu saptanmıştır. PAH1 ile yaş, cinsiyet, hipertansiyon, serebrovasküler hastalık, osteoporoz, ACE inhibitörü, Ca kanal blokeri, pentoksifilin ve klopidogrel kullanımı, PAH semptomları, HbA1c değerleri arasında; PAH2 ile yaş, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, ACE inhibitörü, pentoksifilin, klopidogrel kullanımı, PAH semptomları, HbA1c ve trigliserid değerleri arasında ilişki saptanmıştır. Sonuç: Asemptomatik PAH'ın belirlenmesi birinci basamakta risk grubundaki hastaların ABİ yöntemiyle değerlendirilmesinin yaygınlaştırılması ile mümkün olup, erken tanı ve tedavi olanaklarının sunulması ile hastaların yaşam kaliteleri artırılabilecektir. Objective: The aim of this study is to determine the prevalence and risk factors of peripheral arterial disease. Method: In this cross-sectional study 250 adults with 45 years and older, recruited from a primary care health center in Balcova, Izmir. Participants were invited for filling out a questionnaire which includes demographic data, PAD symptoms, risk factors, drug use, cardivascular history, smoking, blood lipid, fasting glucose, HbA1c levels and BMI measurements. Also ABI measurements, medical recommendations have been covered. The PAD1 group was consisted of the patients ABI levels with ≤0,9 and PAD2 was consisted of the patients between ≤0,9 and ≥1,3. Data analyzing was performed through the SPSS 11.5 and chi square and t-test were used for significance analyses, p <0,05 considered as significant. Results: The prevalance of PAD1 was %17,6 in total, %21,8 in women, and 12,1 in men in this study. The prevalance of the PAD2 was %29,2 in women, %28,1 in men. %52,3 of and %63,0 of patients were asymptomatic in regard with PAD1 and PAD2. There was relation between PAD1 and age, gender, hypertension, cerebrovascular disease, osteoporozis, use of ACE-inhibitor, ca channel blockers, pentoxifylline and clopidogrel; PAD symptoms, and HbA1c values. There was also relation between PAD2 and age, hypertension, coronary arterial disease, use of ACE-inhibitor, pentoxifyllne, and clopidogrel; PAD symptoms, HbA1c values and triglyceride levels. Conclusion: Determination of the asymptomatic PAD in primary care is possible by using ABI method among patients who are at risk group and provide early diagnosis and treatment.