Abstract:
Giriş ve Amaç: Ortalama trombosit hacmi (OTH), trombositlerin stimülasyonunu, aktivitesini ve üretkenliğini gösteren bir ölçümdür. OTH‟nin yüksek olması ST-segment yükselmeli miyokard infarktüslü hastalarda kötü prognozun bir göstergesi olarak bildirilmiştir. Çalışmamız; STEMI tanısı ile ilk 12 saatte başvuran ve trombolitik tedavi uygulanan hastalarda rutin olarak ilk 24 saatte yapılan koroner anjiyografide infarkt nedeni olan arterde TIMI kare sayısı ile OTH arasındaki ilişkiyi karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bir diğer amacımız da trombolitik tedavi başarısı açısından OTH‟nin bir öngördürücü olup olmadığını belirlemektir. Çalışma planı: Çalışmaya 01.Ocak.2010 - 01.Temmuz.2011 tarihleri arasında akut STEMI nedeniyle semptomların ilk 12 saati içinde trombolitik tedavi uygulanan 145 hasta (113 erkek, 32 kadın; ortalama yaş: 59,6) alındı. Hastalardan acil servis başvurusunda, ortalama trombosit hacminin ölçülmesi için venöz kan örneği alındı ve trombolitik tedavi uygulandı. Rekanalizasyon göstergesi olarak trombolitik tedavinin başlangıcından sonra 90.dk EKG‟de ST yükselmesinin %50 veya daha fazla azalması kriteri kullanılmıştır. Trombolitik tedavinin başarılı ve başarısız olduğu iki grup ile OTH arasındaki ilişki değerlendirildi. Trombolitik tedavinin başarılı olduğu 123 hastaya, ilk 24 saat içinde koroner anjiyografi yapıldı ve infarktla ilişkili arter için TIMI kare sayısı hesaplandı. TIMI kare sayısının > 40 olması yetersiz perfüzyon, < 40 olması ise tam perfüzyon olarak tanımlandı ve OTH ile arasındaki ilişki değerlendirildi. Bulgular: Trombolitik tedavinin başarılı olduğu grupta, OTH 8,4 + 0,9 iken, trombolitik tedavinin başarısız olduğu 22 hastada; 8,5 + 1,0 olarak bulundu, istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.(p:0,700) Trombolitik tedavinin başarılı olduğu ve KAG yapılan 123 hastanın; 57‟sinde tam reperfüzyon, 66‟sında yetersiz perfüzyon saptandı. Ortalama TIMI kare sayısı yetersiz reperfüzyon grubunda 54,2 + 12,6, tam reperfüzyon grubunda 31,5 + 5,5 olarak ölçüldü. (p<0.01) Yetersiz reperfüzyon grubunda; ortalama trombosit hacmi 8,93 + 0,87 (fl), tam reperfüzyon grubunda 7,92 + 0,80 (fl) olarak saptandı ve yetersiz reperfüzyon grubunda OTH‟nin istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görüldü (p:<0,001) Kolerasyon analizinde; TIMI kare sayısı ile OTH arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon saptandı. OTH arttıkça, TIMI kare sayısının arttığı görüldü (p:<0,001 - r:0,461) Sonuç: Trombositler AMI seyrinde ve sonrasındaki tedavi rejiminin etkinliğinde önemli rol oynamaktadır. Ortalama trombosit hacminin yüksek olması, trombolitik tedavi başarısını öngördürücü bir belirteç olmasa da; arter açıklığı sağlanan hastalarda yetersiz doku perfüzyonu ve yetersiz antegrad akım ile ilişkilidir. Aim and Purpose: Mean platelet volume (MPV) is a measure of platelet stimulation, activity and reproductivity. High MPV declared as a poor prognostic indicator in the patients of ST elevated Myocardial Infarction (STEMI). Our aim is to compare TIMI frame count and MPV in succesfully trombolytic treated patients whom routinely performed coronary angiography in the first 24 hours. Another aim is is if MPV is an indicator of thrombolytic treatment success or not in the group of STEMI patient whom admitted to hospital in the first 12 hours. Study plan: 145 patients who have taken thrombolytic theraphy in the first 12 hours of symptom onset was enrolled in study between the dates of 01 Jan 2010 and 01 Jul 2011. (113 man, 32 woman, mean age:59.6). Venous blood sample was taken from the patients in emergency department and trombolytic theraphy performed. Lowering of ST elevation % 50 or more was used as an indicator of recanalisation. Relationship between MPV and groups of successfully and failed trombolytic treated patients was evaluated. Coronary angiography was performed during first 24 hours to 123 successfully treated patients and TIMI frame count for infarct related artery was calculated. TIMI frame count over 40 determined as inadequate, under 40 determined as complete perfusion and the relationship between MPV was evaluated. Findings: MPV is 8.4 + 0.9 in successfully treated patients and 8.5 + 1.0 in the failed group of 22 patients and it is not statistically significant (p: 0.700). In the coronary angiography of 123 patients whose successfully treated by thrombolytic theraphy; full reperfusion was established in 57 patients and inadequate perfusion was established in 66 patients. Mean TIMI frame count was measured 54.2 + 12.6 in inadequate perfusion group and 31.5 + 5.5 in full reperfusion group (p< 0.01). MPV was measured 8.93 + 0.87 (fl) in inadequate reperfusion group and 7.92 + 0.80 in full reperfusion group and it is statistically significantly higher in inadequate reperfusion group (p< 0.001). Statistically significant positive corelation was determined between TIMI frame count and MPV. When MPV rise, TIMI frame count is also rising (p< 0.001-r:0.461) Result: Platelets play an important role in the course of acute myocardial infarction and effectiveness of treatment regime. Even higher MPV is not a prognostic indicator for the success of trombolytic treatment,it is related to ineffective antegrad flow and tissue perfusion in the patients whose artery was opened.