dc.description.abstract |
Çalışmamızın amacı, 2000-2010 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine başvuran benzodiyazepinler dışındaki antikonvülzan ilaçlara maruz kalımların demografik özelliklerini, klinik bulgularını, tedavi yöntemlerini, klinik sonuçlarını ortaya koymaktır. YÖNTEM Kesitsel ve tanımlayıcı nitelikteki araştırmamızda, benzodiyazepinler dışındaki antikonvülzan ilaçlara maruz kalan olguların yaş, cinsiyet, alınan antikonvülzan tipleri, zehirlenme tipi, zehirlenme nedeni, klinik belirti ve bulgular, önerilen ve uygulanan tedavi yöntemleri ve sonuç verileri değerlendirildi. Tüm veriler çalışma için hazırlanmış standart bilgi formlarına, daha sonra bir veri tabanı programına kaydedildi. Olguların klinik belirti ve bulguları EAPCCT/IPCS Poisoning Severity Score'a göre derecelendirildi. İstatistiksel analizde ki-kare testi kullanıldı. BULGULAR Çalışmamızda zehirlenme verilerine tam olarak ulaşılabilen 77 hasta çalışmaya alındı. Hastaların 45'i (%58.4) kadın hastalardı; tüm hastaların %53.2'si 18-29 yaş aralığındaydı. Hastaların acil servise en sık yaz aylarında (%29.9, n=23) ve en çok ağustos ayında (%14.3, n=13) başvurdukları saptandı. Zehirlenmelerin en sık akut (%50.6, n=39) ve istemli alımlara (%77.9, n=60) bağlı ortaya çıktığı saptandı. Zehirlenme olgularının zehirlenmeden sonra acil servise en sık ilk 2 saat içerisinde başvurdukları (%32.5) belirlendi. En sık zehirlenme nedeni olan antikonvülzan ilaç karbamazepin (%32.5, n=25), ikinci sıklıkla valproik asid (%23.4, n=18) olarak belirlendi. Birlikte alınan diğer ilaç türleri incelendiğinde en sık alınan ilaç grubunun antidepresanlar (n=21), ikinci sıklıkta ise anksiyolitikler (n=12) olduğu saptandı. Hastaların %36.4'ünde (n=28) klinik belirti ve bulgu gelişmediği, %31.2'sinde (n=24) hafif, %24.7'sinde (n=19) orta, %7.8'inde (n=6) ise ağır belirti ve bulgular geliştiği saptandı. Ağır belirti bulgu gelişenlerin %66.7'sini (n=4) karbamazepin alımları oluşturuyordu. Olguların izlem ve tedavileri sonucunda %88.3'ünün (n=68) iyileşerek taburcu olduğu, %11.7'sinin (n=9) ise klinik sonlanmalarının bilinmediği saptandı. Sekel ile iyileşme veya ölüm saptanmadı. Acil serviste ortalama kalış süresi 19,6 (±25.6) saat olarak belirlendi. SONUÇ DEÜH Acil Servisine başvuran antikonvülzan maruz kalımlarının aldığı antikonvülzan ilaçlar içinde ilk sıraları karbamazepin, valproik asid ve fenitoin almaktadır. Bu olgularda toksik dozda bile sekel veya ölüm gelişmedi. Olguların yaklaşık yarısında alınan antikonvülzan ilaç miktarının toksik olması, özellikle en sık alınan karbamazepinin antikolinerjik etkinliğinden dolayı klinik belirti ve bulguların ortaya çıkışının gecikmesi hastaların acil serviste izlem sürelerinin uzamasına yol açmaktadır. OBJECTIVE The aim of our study is to evaluate demographic characteristics, clinical signs, treatment methods and clinical results of anticonvulsant drug exposures except benzodiazepins in the Emergency Department of Dokuz Eylul University, between 2000 and 2010. METHODS In this cross-sectional and descriptional study, age and sex of the patients, type of anticonvulsant drug and exposure, route and reason for the exposure, clinical symptoms and signs, recommended and applied treatment and outcome of the poisoned patients were recorded on standart data forms prepared for the study and then entered into a computerized database program. The clinical symptoms and signs were scaled according to the European Association of Poison Centres and Clinical Toxicologists/ International Programme on Chemical Safety, (EAPCCT/IPCS) Poisoning Severity Score. Statistical analysis was performed by using the chi-squre test. RESULTS In our study, 77 patients whose data is fully accessible were studied. 45 of patients (58.4%) were women, 53.2% of patients' age ranged between 18-29 years old. Emergency room patients applied to emergency room most frequently in summer (29.9%, n=23) and the most in August (14.3%, n=13). Poisonings were found to occur due to acute (50.6%, n=39) and voluntary intake (77.9%, n=60). It was determined in poisoning cases that patients applied to the emergency service most frequently in the first 2 hours (32.5%) after the intoxication. The most common cause of poisoning was identified carbamazapine (32.5%, n=25), the second often cause was valproic acid (23.4%, n=18). When types of drugs taken together with anticonvulsants were analysed, the most common type was antidepressants (n=21), the second most common type was anxiolytics (n=12). 36.4% of patients (n=28) developed no clinical signs and symptoms, whereas 31.2% of patients, (n=24) developed mild, 24.7% (n=19) medium, 7.8% (n=6) severe clinical signs and symptoms. 66.7% (n=4) of severe signs and symptoms was due to carbamazepine intake. As a result of follow-up and treatment, it was found that 88.3% of patients recovered (n=68) and were discharged; clinical endings of 11.7% (n=9) patients were unknown. Improvement with sequelae or death were not detected. Mean length of stay in the emergency room was 19.6 (±25.6) hours. CONCLUSION Carbamazapine, valproic acid and phenytoin take the first place of anticonvulsant drug exposure applied to the DEUH Emergency Department. Even in toxic doses, there was no sequela or death. There are two factors that cause the length of follow-up of the patients in the emergency room to prolong. The first factor is that the amount of anticonvulsant taken was toxic in about half of the cases. The second one is the delay in the emergence of clinical signs and symptoms because of the anticholinergic effects of carbamazepine which is the most common drug taken. |
en_US |