Abstract:
Giriş: Elektrokonvülzif tedavi (EKT), ciddi psikiyatrik bozuklukların tedavisinde uygulanan, temeli elektriksel uyarı yoluyla yaygın konvülziyon oluşturmaya dayanan bir tedavi yöntemidir. Elektrokonvülzif tedavide en az 25 saniyelik konvülziyon süresi standart kabul edilmekte ve daha kısa konvülziyon sürelerinin tedavide etkisiz olabileceği belirtilmektedir. Elektrokonvülzif tedavide anestezi için kullanılacak olan ideal hipnotik ajanın kısa etkili olması, konvülziyon süresini ve kalitesini etkilememesi ve hemodinamik dengeyi bozmaması gereklidir. Bu amaçla hipnotik ajan olarak sıklıkla propofol kullanılmaktadır. Amaç: Elektrokonvülzif tedavi uygulamalarında, propofol ile propofol-remifentanil kombinasyonlarının konvülziyon süresi, hemodinamik değişiklikler ve derlenme süresi üzerine etkilerinin karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışma self-kontrol, prospektif, çift kör olarak tasarlandı. "Klinik İlaç Araştırmaları Etik Danışma Kurulu" onayı ve hastaların yazılı aydınlatılmış onamı alındıktan sonra EKT uygulanacak 20-65 yaş arasında, ASA fiziksel durumu 1-2 olan 17 olguya uygulanan 102 EKT seansı çalışmaya alındı. Olgulara 20 G İV kanül ve 250 ml izotonik sodyum klorür solüsyonu takıldı, kalp atım hızı (KAH), sistolik arter basıncı (SAB), diyastolik arter basıncı (DAB), ortalama arter basıncı (OAB), periferik oksijen satürasyonu (SpO2), elektroensefalografi (EEG) monitörizasyonu yapıldı. Olguların ilk EKT seansı bazal enerji düzeyi saptanması açısından çalışmaya alınmadı. Bunu izleyen 3 seans boyunca önceden belirlenen 3 anestezi protokolünden biri kura ile belirlenen sırada, birer defa uygulandı. Üç seans tamamlanıncaya kadar verilen enerji düzeyi değiştirilmedi. İkinci 3 seans için geçerli olacak enerji düzeyi ihtiyaca göre yeniden belirlendi. Buna göre her olguya 3 değişik anestezi protokolü ikişer kez uygulandı. Üç değişik anestezi protokolü sırasıyla; Grup I (Propofol Grubu): Serum fizyolojik 10 ml İV dozundan sonra propofol 0.5 mg kg-1 İV bolus verildi. Grup II (Propofol Remifentanil-1 Grubu): Remifentanil 1.5 µg kg-1 dozundan sonra propofol 0.5 mg kg-1 İV bolus verildi. Grup III (Propofol Remifentanil-2 Grubu): Remifentanil 2 µg kg-1 dozundan sonra propofol 0.5 mg kg-1 İV bolus verildi. Tüm olgulara kirpik refleksi kaybolana kadar 10-20 mg ek propofol dozları verildi. Anestezi öncesi (bazal değer), EKT öncesi ve EKT'nin 1., 3., 5., 7. ve 10. dakikalarında SAB, DAB, OAB, KAH, SpO2 değerleri kaydedildi. Motor konvülziyon ve EEG konvülziyon süreleri belirlendi. Olguların spontan solunumunun başlama süresi, gözlerini açma süresi, basit emirlere uyma süresi ve Aldrete Skoru'nun> 9 olma süresi kaydedildi. Bulgular: Gruplar arasında hemodinamik parametreler ve spontan solunumun başlama süresi açısından anlamlı fark saptanmadı. Grup I'e göre Grup II ve Grup III'de propofol dozları daha düşük, motor ve EEG konvülziyon süreleri daha uzun (p<0.01), gözlerini açma, basit emirlere uyma ve Aldrete Skorunun>9 olma süreleri daha kısa (p<0.05) olarak bulundu. Sonuç: Elektrokonvülzif tedavi için anestezi uygulamalarında hipnotik olarak tek başına propofolün yaygın kullanılmasına benzer şekilde, bu çalışmada olduğu gibi, propofolün remifentanil ile kombinasyonlarının da bu amaçla rutin olarak kullanılabileceği ayrıca konvülziyon sürelerini uzatması nedeniyle bu yöntemlerin, konvülziyon süresi 25 saniyeden kısa olan, çabuk direnç gelişen ve enerji düzeyinin sıklıkla artırılması gereken olgularda özellikle tercih edilebileceği kanısına varıldı. INTRODUCTION: Electroconvulsive treatment is a form of treatment used for certain severe psychiatric disorders, which is based on induced generalized convulsions by means of electrical stimulation. Effectiveness of ECT is associated with the stimulation dose which is exceeding the seizure threshold, and the length of seizure duration. Minimal seizure duration of 25 seconds is considered standard, and shorter durations are stated to be ineffective. For this reason propofol. s the ideal hypnotic agent used for anesthesia. OBJECTIVE: The objective of this study is to evaluate the effects of adding different doses of remifentanil to propofol treatment, compared to propofol alone, with regard to different parameters such as seizure duration, haemodynamic changes and recovery time. MATERIALS and METHODS: The study was designed as self-control, prospective, double-blind set. The necessary approvals from the "Clinical Drug Trials Ethics Advisory Board" of T.C. Drug and Pharmacy General Directorate of the Ministry of Health, and written informed consent of patients were taken before initiating the study. 17 patients aged between 20-65 years who were planned to be treated with ECT in the Psychiatric Clinic with ASA scores of 1-2, were enrolled in the study, with totally 102 ECT sessions. In all participants, vascular access was established with a 20 G IV cannula and 250 ml 0.09% NaCl was administered. All patients were monitored for standard heart rate (HR), systolic arterial pressure (SAP), diastolic arterial pressure (DAP), mean arterial pressure (MAP), peripheral oxygen saturation (SpO2), electroencephalogram (EEG). The first ECT session data of each patient was not included in the study in order to provide base-line values of energy level. For the next 3 sessions, in cooperation with a psychiatrist, energy increases were achieved according to the need of the patients. Accordingly, each of the participants were included in all of the groups in duplicate. Group I patients (Propofol Group) were given 10 ml IV saline after 0.5 mg kg-1 IV bolus of propofol were given. Group II cases (Propofol Remifentanil-1 Group) were given 1.5 µg kg-1 remifentanil. Group III cases (Propofol Remifentanil-2 Group) were given 2 µg kg-1 remifentanil. All cases were given doses of propofol an additional 10-20 mg until the eyelash reflex disapperead. SAP, DAP, MAP, HR, and SpO2 values at pre-anesthesia (after the mean values of the first three entries of SAP, DAP, MAP, HR, and SpO2 of each cases were taken and evaluated as the basal value), pre-ECT and 1st, 3rd, 5th, 7th and 10th minutes of ECT, were recorded. Motor seizure duration and EEG seizure duration were noted. Time to return spontaneous respiration, opening eyes, following simple commands, and achieving Aldrete score > 9 were all recorded. RESULTS: There was no significant difference with regard to hemodynamic parameters between the groups (p> 0.05). The motor seizure and EEG seizure duration was found significantly longer in Group II and III compared to Group I (p <0.01). However, time to open their eyes, time to follow simple commands and time to achieve Aldrete score> 9 was observed significantly shorter in Group II and III compared to Group I (p <0.05). CONCLUSION: It is concluded that hypnotic anesthesia can be used routinly for ECT practice as a similar way to the common use of propofol with remifentanil and combinations -as in this study- and due to the extension of convulsion duration these methods are also especially preferable in the cases in which convulsion duration is shorter than 25 seconds ,(in which ) rapid resistense is developed and energy level is supposed to be frequently increased.