Abstract:
Giriş ve Amaç: ST segment çökmesinin, sol ventrikül diyastol sonu basınç artışına ikincil subendokardiyal iskemi sırasında meydana geldiği bilinmektedir. Sol ventrikül diyastol sonu basıncının artışı, P-dalga dalga süresinde uzamaya neden olan sol atriyal basınç artışı ile ilişkilidir. Çalışmamızda, stabil angina pektoris kliniği ile başvuran ve tanı amaçlı yapılan miyokard perfüzyon sintigrafisinde iskemi saptanması nedeniyle koroner anjiografi uygulanan hastalarda revaskülarizasyon gereksinimi olan ciddi koroner arter hastalığını saptamada P dalga süresindeki uzamanın kullanılabilirliğini değerlendirmeyi amaçladık. Metod: 2008-2011 yılları arasında stabil angina pektoris kliniği ile Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji polikliniğine başvurmuş ve tanı amacıyla "Egzersiz Stres Testi" ile "MPS GATED SPECT" uygulanmış ve iskemi saptanması nedeniyle koroner anjiografi uygulanmış hastalar geriye dönük olarak taranarak çalışmadan dışlanma kriterlerinden birine sahip olmayan hastalar alındı (n=126).P-dalga süre değişimi= P-dalga süresi (recovery) - P-dalga süresi (rest) şeklinde hesaplandı. P-dalga süresi, ölçüm kolaylığı sağlaması amaçlı 4 kat büyütülmüş (100 mm/sn, 40 mm/mV) elektrokardiyografik kayıtlarda, lead II ve lead V5' te ölçüldü. Koroner anjiografi raporlarının sonuçlarına göre ciddi koroner arter hastalığı LMCA için ≥ %50, diğer damarlar için ≥ %70 darlık olması şeklinde belirlendi.Bunun altındaki darlıklar, koroner yavaş akım ve normal koroner anjiyografi nonkritik darlık olarak kabul edildi, buna göre hastalar nonkritik darlık, tek damar ve çok damar hastalığı olarak gruplandırıldı. Bulgular: P-dalga süre değişimi, koroner anjiografi sonuçlarına göre ciddi lezyon saptanan ve revaskülarizasyon ihtiyacı olan hasta grubu sonuçları ile ilişkili bulundu. P dalga süre değişikliği ve koroner anjiografide ciddi lezyon saptanması arasındaki ilişki Roc eğrisiyle değerlendirildi. Buna göre p dalga süre değişikliği için 21,5 msn değeri cut off değer olarak belirlendi. P dalga süre değişikliğinin 21,5 msn ve üzerinde olması %81 sensitivite, %80 spesifite ile ciddi koroner arter hastalığı ile ilişkili bulundu. P dalga süre değişikliği ile Gensini skoru, yaş, EF ve ST segment değişikliği arasındaki ilişki korelasyon analizi ile incelendiğinde EF ile P dalga süre değişikliği arasında negatif, diğer parametreler ile arasında ise pozitif yönde bir korelasyon saptanmıştır. Sonuç: Sonuçta, çalışmamız p-dalga süre uzaması değerinin, koroner anjiografi ile belirlenen koroner arter hastalığı ciddiyeti ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Egzersizin sonlandırılmasını takiben 1. dakika sonundaki p-dalga süre uzaması revaskülarizasyon ihtiyacı olan ciddi koroner arter hastalığı ile anlamlı şekilde ilişkili bulunmuştur. Bu çalışma populasyonunda, P-dalga süre değişiminin kullanımı egzersiz stres testinin tanı değerini belirgin şekilde arttırmıştır ve revaskülarizasyona uygun hastaları saptamada değerli bulunmuştur. Background:The aim of our study is to evaluate the effectiveness of the P wave duration elongation used for to determine revascularization needed critical coronary artery disease in the patients who applied our clinic with stable angina pectoris and underwent coronary angiography due to detected significant ischemia in the diagnıstic myocardial perfusion scintigraphy. Methods: After reviewing the patients with stable angina pectoris complaints who underwent coronary angiography as a result of determined ischemia by exercise stres test and MPS Gated Spect between 2008 to 2011 and total of 126 patients were enrolled in the study. P-wave duration (PWD) was measured using leads D2 and V5 at rest and recovery (after exercise), with 4 times magnified electrocardiographic printouts (100mm/s, 40mm/mV). The change in PWD was calculated as P-wave duration at recovery period minus P-wave duration at resting period (Δ = PWDrecovery ̶ PWDrest ). According to coronary angiography reports, to be considered critical coronary artery disease stenosis rate is determined ≥ %50 for LMCA and ≥ %70 for rest of the coronary arteries. Smaller stenosis rates than these values, coronary slow-flow and normal coronary angiography results are both accepted as unsignificant stenosis and patients are classified into 3 groups; noncritical stenosis, single vessel and multi vessel. Results: Single vessel and Multi vessel groups which has serious stenosis rates and their revascularization requirement indicated by coronary angiography results are correlated with PWD elongation. Roc Curve is used for to evaluate this correlation between the PWD elongation and determination of critical stenosis by the coronary angiography. Accordingly, 21,5ms. value is set as a cut off value. PWD elongation is correlated with critical coronary artery disease if pwd elongation is ≥ 21,5ms with 81%sensitivity and 80% specifity rates. PWD elongation has been analysed by correlation method with Gensini Score, age, LVEF and ST segment changes seperately and then it is found that PWD elongation has negative correlation with LVEF and has positive correlation with rest of the parameters. Conclusion: As a result this study states that PWD elongation value correlates with the coronary angiography confirmed critical coronary artery disease. PWD elongation value just one minute after the end of EST has significantly associated with revascularization needed critical coronary artery disease.