Abstract:
Amaç: Neoadjuvan kemoradyoterapi verilen ve verilmeyen rektum kanserli hastaların rezeke edilmiş patolojik piyeslerinde tümör tomurcuklanmasının prognostik önemi ve iyi bilinen klinikopatolojik faktörler ile ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Hastalar ve Yöntem: Ocak 2000-Haziran 2010 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi'nde uluslararası kabul edilmiş standartlara göre klinik evrelemesi yapılıp cT3N0-cT4N0 veya herhangi bir cTN(+) pozitif olarak lokal ileri rektum kanseri tanısı almışve multidisipliner kolorektal konseyinde neoadjuvan kemoradyoterapi alması gerekliliği karara bağlanmış, metastazı olmayan rektum kanseri hastaları(n=117) ile preoperatif adjuvan tedavi verilmeyen cT2N0-cT3N0 rektum kanseri hastalarının(n=113) klinikopatolojik verileri ve onkolojik sonuçları prospektif olarak değerlendirildi. "Tumor budding"[Tümör Tomurcuklanması(TT)] değerlendirilirken Hase ve ark.'nın 1993 yılındaki tanımlaması esas alınarak izole tek bir kanser hücresi veya 5'den daha az sayıda hücreden oluşmuş olan kanser hücresi kümesi "tomurcuklanma odağı" olarak kabul edildi. Elde edilen sayı tümör tomurcuklanmasının derecesi olarak kabul edildi ve bu sayı için "tomurcuklanma yoğunluğu" terimi kullanıldı. TT yoğunluğuna göre yok, az(1-5), orta(6-10), çok(>10) olarak sınıflandı. Ayrıca TT yoğunluğu skalası (yok, az) ve (orta, çok) olarak iki grup(TT-1 ve TT-2) oluşturuldu. Sonuçlar: Tümör tomurcuklanması ile neoadjuvan kemoradyoterapi(KRT), tümör invazyon derinliği, lenf nodu tutulumu, lenf damar invazyonu, venöz invazyon, lokal nüks, uzak metastaz ve metastatik lenf nodu sayısı arasında anlamlı ilişki saptandı. TT yoğunluğu arttıkça olgularda genel sağkalım ve hastalıksız sağkalım oranları azalmaktadır. Tümör tomurcuklanması tüm rektum kanserlerini içeren seride ve neoadjuvan KRT verilmeyen olgularda genel sağkalım için bağımsız prognostik faktör olarak tespit edildi. Neoadjuvan KRT verilen olgularda tümör tomurcuklanması skorunun genel sağkalıma bağımsız bir faktör olarak etkisinin olmadığı görüldü. Neoadjuvan KRT verilmesi ile genel sağkalım arasında anlamlı ilişki saptanırken, hastalıksız sağkalım üzerine anlamlı etkisinin olmadığı görüldü. Lenf damar invazyonu ve venöz invazyon varlığının genel sağkalımı ve hastalıksız sağkalımı azalttığı tespit edildi. Çevresel rezeksiyon sınırı(ÇRS) uzaklığının yetersiz olmasının hastalıksız sağkalımı azalttığı ve ÇRS uzaklığı mesafesi daraldıkça-tümöre yaklaşıldıkça-hem neoadjuvan KRT alan hem de almayan olgularda genel sağkalım ve hastalıksız sağkalımın azaldığı saptandı Purpose: The prognostic value of tumor budding and the correlation between tumor budding and other well-known pathological prognostic factors were aimed to be investigated by examining resected rectal specimens of patients treated with or without neoadjuvant chemoradiotherapy. Patients and Methods: The clinicopathologic data and oncologic outcomes of 117 patients with cT3N0 or any cT with positive N locally advanced rectal cancer who received neoadjuvant chemoradiotherapy and 113 patients with cT2N0 or cT3N0 rectal cancer who did not receive neoadjuvant chemoradiotherapy were evaluated between January 2000 and June 2010 prospectively. All patients were clinically staged according to internationally accepted diagnostic standarts and the requirement of neoadjuvant chemoradiotherapy was considered by multidisciplinary colorectal council. According to the definition of Hase et al.(1993), "Tumor budding" was defined as an isolated single cancer cell or a cluster of cells composed of less than 5 cells of "budding focus". The term of "budding intensity" was used for the number of focuses and was considered as tumor budding grade. Scores were divided into groups according to tumor budding density as none, mild(1-5), moderate(6-10), and severe(>10). Conclusion: Significant association between tumor budding and neoadjuvant chemoradiotherapy, depth of tumor invasion, lymph node metastasis, lymph vessel invasion, venous invasion, local recurrence, distant metastases, and number of metastatic lymph node, were determined. Increasing tumor budding intensity was related with shortened overall and disease-free survival rates. It was demonstrated that tumor budding is an independent prognostic factor for neoadjuvant chemoradiotherapy negative patients, whileas has no prognostic role for neoadjuvant chemoradiotherapy positive patients. There was a significant association between neoadjuvant chemoradiotherapy positive patients and survival rates, but there was no incremental effect of neoadjuvant chemoradiotherapy on disease-free survival rates. It was shown that the presence of lymphatic vessel involvement and venous invasion is significantly related with decreased overall and disease-free survival rates. Positive circumferential resection margin was intensely related with lesser survival rates and close circumferential resection margins were related with decreasing overall and disease-free survival rates in both of the neoadjuvant chemoradiotherapy positive and negative groups.