Abstract:
Amaç: Kliniğimize başvuran mikrobiyal keratitli hastaları epidemiyolojik, laboratuar ve klinik sonuçlar açısından inceleyip bölgemizdeki etken mikroorganizmaları ve antibiyogram duyarlılıklarını değerlendirmek. Materyal ve metod: Mayıs 2005-Haziran 2013 tarihleri arasında mikrobiyal keratit nedeniyle kliniğimize başvuran 96 hasta çalışmaya alındı. Hastaların 87'sinden direk bakı ve kültür için korneal kazıntı örneği alındı. Takip sırasında hastaların yaşı, cinsiyeti, risk faktörleri, tedavi öncesi ve sonrası görme keskinlikleri, direk bakı ve kültür sonuçları, ek cerrahi gereksinimleri kayıt altına alındı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 47,7(5-95), erkek/kadın oranı 5/3 idi. Kornea kazıntı örneği alınan hastaların %31'de direk bakıda patojen görüldü. Gram boyası ile yapılan direk bakının duyarlılığı %42,3, seçiçiliği %85,7 olarak bulundu. Kültürde üreme saptanan hasta sayısı 52(%59,8)'idi. Üreyen patojenlerin 24(%46,2)'ünü Gram pozitif bakteriler, 16(%30,8)'sını Gram negatif bakteriler,12(%23)'sini mantarlar oluşturuyordu. En sık izole edilen mikroorganizma S epidermidis idi. Altmış beş (%67,7) hastada korneal ülsere predispozisyon olabilecek bir neden vardı. Bunlar arasında %43,1 ile kontakt lens kullanımı en sık nedeni oluşturuyordu. Kontakt lens kullanan hastalarda en sık izole edilen mikroorganizma ise P aeuroginosa idi. Diğer risk faktörleri; geçirilmiş cerrahi(%23.1), organik travma(%15.4), mekanik travma(%13.8), kapak patolojisi(%4.6) idi. Hastaların şikayetlerinin başlaması ile kliniğimize başvuru zamanı arasındaki süre, 57 hastada 1 hafta, 11 hastada 2 hafta, 7 hastada 3 hafta, 12 hastada 4 hafta, 9 hastada ise 2 aya kadar uzanıyordu. Hastaların tedavi öncesi ortalama düzeltilmiş en iyi görme keskinliği(DEİGK) 2 logmar, tedavi sonrası ortalama DEİGK 1,5 logmar olarak bulundu(p<0.001). Uygulanan ampirik antibakteriyel tedavi ile hastaların %77'sinde iyileşme sağlandı. Tedaviye yanıt alınamayan 22 hastanın 18'inde kültürde üreme oldu. Kültür sonucuna göre tedavi değişikliği yapılan hastaların 6'sında tedaviye yanıt alındı ve toplamda hastaların % 83,3'ünde iyileşme sağlandı. Medikal tedaviye yanıtsız olan 16 hastaya ek cerrahi tedavi uygulandı. Ek cerrahi gerektiren hastaların % 53,8'ini mantar keraitli hastalar, %27'sini bakteriyel keratitli hastalar oluşturdu. Sonuç: Tedavi ile morbiditesi azaltılabilen bir hastalık olan keratitin erken tanı ve tedavisi prognoz açısından çok önemlidir. Güvenilir ve hızlı laboratuarla çalışma şansı olmayan hekimler için hastanın kliniğine uygun, bölgesel risk faktörleri ve o bölgede en sık saptanan patojenler göz önüne alınarak iyi seçilmiş ajanlarla uygulanacak ampirik tedavi ile başarı sağlanabilir. Kültür-antibiyogram ve direkt mikroskobik bakı ise tedaviye yanıt alınamayan olgularda ciddi destek sağlamaktadır. Purpose: To describe the epidemiological, laboratory and clinical outcomes of microbial keratitis in our clinic besides to evaluating the organisms in our region and their in vitro antibiotic susceptibility. Methods: A total of 96 patients with microbial keratitis were analysed between May 2005 and June 2013. In 87 patients corneal scrapings were taken for diagnostic stains and culture. Data collected from medical records were age, sex, risk factors, preoperative and postoperative visual acuity, stained smears and culture results, requirements for surgery. Results: The mean age of patients was 47, 7 (5-95) years and male to female ratio was 5/3. Stained smears were positive in 31% of eyes. Gram stain sensitivity and specificity was 42,3% and 85,7% respectively. Positive culture was obtained in 52 (59, 8%) scrapings; 24(46, 2%) were Gram-positive bacteria, 16(30, 8%) were Gram-negative bacteria, 12(23%) were fungi. The most common bacterial species isolated were S epidermidis. Sixty-five (67, 7%) patients had predisposing factors. Contact lens wear was the major risk factor in 28 eyes (43, 1%). P aeruginosa was the most common causative organism in contact lens wearers. Other risk factors were previous surgery (23, 1%), organic trauma (15, 4%), mechanical trauma (13,8%) and lid pathology(4,6%). Time interval between initial symptoms and the first visit in our clinic was 1 week for 57 patients, 2 weeks for 11 patients, 3 weeks for 7 patients, 4 weeks for 12 patients and 1-2 months for 9 patients. Mean best corrected visual acuity (BCVA) was 2,0 logMAR before treatment and 1,5 logMAR after treatment which was found statistically significant (p<0.001). Recovery was achieved in 77% of patients with empirical therapy. Culture was positive in 18 of 22 patients who did not respond to empirical treatment. Six of 22 patients who were switched to different medication responded well. Among all patients we found good recovery in %83, three additional surgical treatments were performed in 16 patients, who were refractory to medical therapy. Most of the patients who required surgery were those with fungal keratitis (53, 8 %). Conclusions: Early diagnosis and timely management of keratitis is crucial for favorable prognosis. If there is no chance of collaboration with a rapid and reliable laboratory, successful management can still be achieved by choosing the appropriate empirical therapy after taking the risk factors and the most common local pathogens into consideration. In patients with no or limited response to treatment, direct microscopic examination and culture or even biopsy may provide useful information.