dc.description.abstract |
Küreselleşme sürecinin bazı duraklamalar dışında, 16. yüzyıldan bu yana gelişim halinde olduğu kabul edilmekle birlikte, küreselleşme kavramının sosyal bilimler literatüründe yaygın bir şekilde yer alışı 1980'li yıllardan sonra olmuştur. Küreselleşme olgusunun bu dönemde yoğun olarak gündeme gelmesinin önemli nedenlerinden biri, küreselleşme ile ilişkilendirilen ve toplumsal alanlarda tartışmalara yol açan gelişmelerin daha yakın bir zaman diliminde olmasıdır. Toplumsal alanlarda -ekonomik, politik ve sosyo-kültürel- yaşanan gelişmelerin, bu olgunun tanımlanma sürecine de yansıdığı görülmektedir. Örneğin, ekonomik açıdan yapılan küreselleşme tanımlarında sermayenin şekillendirici gücü öne çıkarken, sosyo-kültürel açıdan küreselleşme tanımlarında yer alan yerel-küresel bağlantı ve farkındalık artışı, din ve etnik temelli çatışmaları küreselleşmenin bir parçası olarak görmektedir. Küreselleşme sürecinde politik alana ilişkin gelişmeleri vurgulayan tanımlarda ise, ulus devletin gücünün zayıflaması ve ulus-üstü kurumsallaşma öne çıkmaktadır. Küreselleşme sürecinin tüm toplumsal alanları içeren çok boyutluluğuna rağmen, 1980'li yıllardan günümüze kadar geçen dönemde ekonomik alanda görülen gelişmelerin daha fazla vurgulandığı görülmektedir. Bu dönemde, küreselleşme karşıtları tarafından da kabul gören, ekonomik alanda yaşanan en olumsuz gelişme gelir dağılımının hem ülkeler arasında hem de ülke içinde bozulmasıdır. 1980 sonrası dönemde gelişmekte olan ülkeler, 1990'lı yıllarda yaşadıkları krizlere rağmen, önemli üretim/ihracat artışı gerçekleştirmişlerdir. Ancak, bu ülkelerin geçmişe nazaran daha yüksek üretim/ihracat gerçekleştirdikleri bu dönemde, üretilen hasıladan daha fazla pay aldıkları ve böylece gelişmiş ülkelerle aralarındaki gelir farklılıklarını azalttıkları söylenemez. Gelişmekte olan ülkelerin üretilen hasıladan nispi olarak daha az pay almalarının nedeninin ülkelerarasında mal, hizmet ve para (borç-yatırım) alışverişlerinin bakiyesi temelinde oluşan kaynak aktarımları olduğu düşünülmektedir. Gelişen reel ve parasal ilişkiler, bu ülkelerin ürettikleri hasıldan gelişmiş ülke ekonomilerine kaynak aktarımına neden olmaktadır. Çalışmanın amacı bu temelde oluşan ülkelerarası kaynak aktarım mekanizmasının ortaya konulmasıdır. Böyle bir analizin, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerarasındaki eşitsiz gelişiminin açıklanmasına da katkı sağlaması beklenmektedir. Literatürde kaynak aktarımı, sadece mali bir aktarım olarak değerlendirilmekte ve küreselleşme sürecindeki eşitsiz gelişimi kaynak aktarım olgusu çerçevesinde ele almış bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızda mal, hizmet ve para alışverişleri temelinde oluşan kaynak aktarım kanalları olarak değerlendirdiğimiz, küreselleşme sürecinde görülen değişimlerin gelişmekte olan ekonomiler üzerindeki etkileri farklı çalışmalara konu olmuştur. Sürece hem bütüncül yaklaşılmamış hem de bu gelişmelerin kaynak aktarımı açısından değerlendirilmesi yapılmamıştır. Kaynak aktarım mekanizmalarının ortaya konulmasında, 1980 sonrası dönemde, gelişmekte olan ülkelerden aktarılan kaynağın hangi kanallar yoluyla gerçekleştiği ve küreselleşmenin aktarım kanallarının önem derecesi üzerine nasıl bir etkide bulunduğu analiz edilmiştir. Türkiye örneğinde kaynak aktarım kanalları ise, bu dönemde uygulanan politikalar çerçevesinde ekonomik göstergelerdeki değişimler ortaya konularak değerlendirilmiştir. Çalışmada ayrıca, küreselleşme süreci ile gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere kaynak aktarımı arasındaki ilişki, Türkiye örneğinde, ekonometrik yöntemler kullanılarak ortaya konulmuştur. Anahtar kelimeler; Küreselleşme, Mal ve Para Akımları, Kaynak Aktarımı, Neo-Liberal Politikalar, Küreselleşme Endeksleri. Globalization is considered in evolution since 16th century except for some suspended periods. However, it has occurred more pervasively in social science literature after 1980s. The reason of this pervasiveness in academic literature in 1980s was the controversial developments asserted as the consequences of globalization in social fields. These controversial developments also appeared to affect the definitions of globalization. For instance, in the definitions of economic globalization criticized capital movements were claimed to form the economies. According to some sociologist, religious and ethnic conflicts are considered the side-effects of increased local-global connections and relativeness. Accusing the globalization to undermine governments' power to control their economies by assigning supranational institutions has been stated in definitions as well. Despite globalization involves all social fields, developments in economics were criticized more. The worse consequence of economic globalization recognized also by pro-globaliser is widening income gap between not only developed and less-developed countries but also rich and poor people. After 1980s many developing countries managed to increase their national products and/or exports substantially in spite of economic and financial crisis happened in 1990s. However, they were not able to increase their share in manufacturing value added and thus be able to narrow the income gap as expected. Resource transfer mechanisms formed by balancing of exchange of goods, services and money (debt or investment) were considered one of the reasons of having relatively less during that period. Improved relations, financially and commercially seemed to cause transfer of resources from developing countries to developed countries. The purposes of this study are to analysis of resource transfer mechanisms between countries in the period of economic globalization (i.e. since 1980) and apply this mechanism to Turkey. In literature, resource transfer has been mostly defined only as a financial transfer. There's no study that has been referred to both resource transfer and inequality also. However, some consequences of globalization causing resource transfer as we evaluated were analyzed in different studies. But they were neither approached as a whole nor analyzed as resource transfer channels. By propounding the resource transfer mechanisms, it was intended analyzing through which channels the resource transfer were taken place and how globalization affected them. The resource transfer mechanisms for Turkey were also evaluated in the framework of applied politics and by tracing the changes of economic indicators in that period. Apart from this, the relationship between globalization and the resource transfer mechanisms were proved by using cointegration analysis for the case of Turkey. Key words; Globalization, Goods and Capital Flows, Resource Transfer, Neo-Liberal Politics, Globalization Indices. |
en_US |