Abstract:
Sürekli gelişen teknolojinin ve artan iletişim olanaklarının müşterilerin farklı ürünlere ve satıcılara erişimini kolaylaştırdığı, onları daha seçici hale getirdiği ve işletmeler açısından pazardaki rakip sayısını arttırdığı açıktır. Bu gelişmeler, pazarların daha hareketli ve hızlı değişen bir şekle dönüşmesine yol açmıştır. Bu pazarlarda faaliyet gösteren işletmeler için en zorlayıcı durumların başında, bu hızlı değişen pazarlara ve müşteri isteklerine aynı hızda uyum göstermek ve bunu sağlarken de kalite ve fiyat açısından rekabet güçlerini korumak gelmektedir. Bu arayış, işletmelerin giderek artan bir ölçüde tedarik zincirleri oluşturmaya yönelmesine neden olmuştur. Oluşturulan tedarik zincirleri sayesinde, işletmeler tedarikçi ve müşterileriyle daha yakın ve uzun dönemli ilişkiler kurma yoluna gitmişlerdir. İşletmeler, tedarikçileri ve müşterileri arasında yakın ve uzun dönemli ilişkiler kurulması, birbiriyle bağlantılı iki kavramın da ortaya çıkışını beraberinde getirmiştir. Bu kavramlar tedarik zincirinde bilgi paylaşımı ve tedarik zinciri bütünleşmesidir. Tedarik zinciri içerisindeki bilgi paylaşımı işletmeler arası bilgi sistemleri yoluyla gerçekleştirilmektedir. Tedarik zinciri bütünleşmesi ise, tarafların tedarik zinciri faaliyetlerini ne derecede ortaklaşa ve eşgüdümlü olarak yürüttüğünün bir ölçüsüdür. Tedarik zinciri literatüründe, bu iki kavramın birbiriyle ilişkisi sıklıkla ele alınmıştır. Tedarik zincirlerinin değişen pazarlara ve müşteri isteklerine uyum yeteneğinin ölçüsü tedarik zinciri esnekliği olarak adlandırılmaktadır. Rekabet gücünü arttırmak ve korumak isteyen tedarik zincirlerinin, esneklik düzeylerini geliştirmeleri gerekmektedir. Literatürde esneklik kavramı çoğunlukla fonksiyonel açıdan ya da işletme esnekliği olarak ele alınmakta, tedarik zincirinin tümünü göz önünde bulunduran bütünleşik bir tedarik zinciri esnekliği kavramı üzerine yapılan çalışmalara daha az rastlanmaktadır. Bu nedenle bu çalışmada öncelikli olarak tedarik zinciri esnekliğini bütünleşik olarak ölçebilecek bir ölçüm modeli geliştirilmeye çalışılmıştır. Geliştirilen model, tedarik zinciri esnekliğini üç düzeyde (işletme, birinci düzey tedarikçi ve birinci düzey müşteri) ve beş boyutta ölçmektedir. Esneklik literatüründe ele alınan bir başka konu ise, tedarik zincirlerinde yer alan işletmelerin pazarlardaki değişime hızlı uyum sağlayabilmesini belirleyen etkenlerden birinin, işletmeler arasındaki bilgi paylaşımı olduğudur. Bu yöndeki savlarla sıklıkla karşılaşılmasına karşın, işletmeler arasındaki bilgi paylaşımının tedarik zinciri esnekliğini etkileme biçimine yönelik çalışmaların eksikliği görülmektedir. Bu çalışmanın ana amacı, söz konusu bu eksikliği kapatmaya yönelik olarak, işletmeler arası bilgi paylaşımının tedarik zinciri esnekliğini etkileme biçimini ortaya koyacak bir model geliştirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda araştırma modeli tanımlanmış ve yapısal eşitlik modellemesi tekniği kullanılarak sınanmıştır. Sonuçta ortaya çıkan modelden, işletmeler arası bilgi sistemleri kullanımının tedarik zinciri esnekliğini dolaylı yoldan etkilediği belirlenmiştir. Bu dolaylı etki, tedarik zincirindeki bütünleşme düzeyi aracılığı ile sağlanmaktadır. It is obvious that developing technology and telecommunication facilities eases the customers to reach a variety of products and providers, makes them more selective, and increases the number of competitors for businesses. Consequently transformation of markets to a more bustling and rapid changing form derives from these developments. Main challenge for businesses in these rapid changing markets is to respond markets and customers requirement in the same rapid manner, while maintaining the high quality and low price for products. This challenge increasingly drives businesses to form supply chains. Supply chains make the businesses to establish closer and longer term relationships with their suppliers and customers. Close and long term relationships between business units, suppliers and customers expose two interrelated concepts in supply chain management. These concepts are information sharing and integration. Information sharing in a supply chain is executed through interorganizational systems. On the other hand, supply chain integration is a measure of collaboration and coordination between participants of a supply chain. There are many studies in supply chain literature considering the relationship between these two concepts. Capability of a supply chain to adapt its activities to rapid changing markets and customer requirements is defined as supply chain flexibility. It is an inevitable challenge for a supply chain to improve its flexibility in order to improve and maintain competitiveness. Flexibility concept is frequently evaluated from the functional or business unit flexibility point of view in literature, and overall supply chain flexibility does not take much consideration. Hence, this study tried to develop a measurement model to measure overall integrated supply chain flexibility. Measurement model integrates and measures flexibility in three levels of a supply chain (business unit, first tier supplier and first tier customer) with five dimensions. Another issue frequently considered in flexibility literature is the importance of information sharing through chain members as a facilitator of adaptability to rapid changing markets. Although there are many studies claiming that relationship, there is a deficiency about studies considering the way this relationship occurs. Main purpose of this study is developing a model to identify the way this relationship occurs. Towards this purpose, a research model is identified and analyzed using structural equation modeling method. Final model suggests that information sharing between businesses has an indirect effect over supply chain flexibility. Supply chain integration is a mediator for this relationship.