dc.description.abstract |
Tasarruf ilkesi, medeni yargılama hukukuna ilişkin önemli bir ilkedir. Bu ilke, medeni yargılama hukuku sisteminde, davanın başlatılması, dava konusunun belirlenmesi, davanın yürütülmesi, davanın sona erdirilmesi ve kanun yoluna başvurulmasında taraf özgürlüğünü belirtmektedir. Dolayısıyla tasarruf ilkesinin medeni yargı faaliyetinin kapsamına ilişkin olduğu sonucuna varılacaktır. Vakıa ve delil sahasında ise taraf egemenliğini belirten taraflarca getirme ilkesi kullanılmaktadır. Bu ilkenin temelinde anayasanın hak arama özgürlüğü bulunmaktadır. Bu özgürlüğün kullanılması ile bir yargısal faaliyet başlayacak ve yargı organı taraf talebine ilişkin yargılama faaliyetini görmek zorunda olacaktır. Bu yargısal faaliyetin konusunu taraf belirleyecek ve yargılama faaliyeti kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar da dava konusu ile yargısal faaliyetin kapsamına ilişkin işlemlerde bulunma özgürlüğüne sahip olacaktır. Yargı organının görevi ise, istenilenlere bağlı kalarak hukuku uygulamak, yargılamayı görmek ve uyuşmazlığı çözmek olacaktır. Disposition maxim is the one of important principles in civil procedure law. This maxim enables the parties to bring an aciton, to specify subject-matter, to resume an action, bring an action to an end and to file the suit in civil procedure law. So the disposition maxim is related to the all phases of proceeding. On the other hand, the maxim of submitting evidence by parties applies in proof phase. The disposition maxim is based on due process of law as a constitutional right. The trial will commence with the enjoying of this right by parteis and the judicial organ will have to settle the legal dispute. Parties have the right to determine the subject of the trial and enjoy the freedom of transacting about the subject-matter of the trial untill the court comes to a definite judgement. The responsibility of the judiciary is to apply the law and settle the legal dispute according to the claims of the parties. |
en_US |