Güzel Sanatlar Enstitüsü Doktora Tezleri
http://hdl.handle.net/20.500.12397/5736
2024-03-29T15:13:55Z1990 sonrası Amerikan korku filmlerinde temel bir kavram : Kötü
http://hdl.handle.net/20.500.12397/9613
1990 sonrası Amerikan korku filmlerinde temel bir kavram : Kötü
Çiğdem, Ahmet Hakan
2006-01-01T00:00:00Zİslami uyanış, çoklu modernlik ve popüler kültür bağlamında mevlevi semasının dönüşümü: Afyonkarahisar örnek olayı
http://hdl.handle.net/20.500.12397/9611
İslami uyanış, çoklu modernlik ve popüler kültür bağlamında mevlevi semasının dönüşümü: Afyonkarahisar örnek olayı
UZUN, Hülya
Bu çalışmada, İslami Uyanış, Çoklu Modernlik ve Popüler Kültür Bağlamında Mevlevi semasının dönüşümü, Afyonkarahisar şehri merkez olmak üzere incelenmeye çalışılmıştır. 13. yüzyılda Mevlana zamanında şekillenmeye başlayan Mevlevilik, oğlu Sultan Veled zamanında teşkilatlanarak, adap ve erkanı oluşturuldu. Günümüze kadar gelen bu uygulamalarda oluşan değişimlerin incelendiği bu çalışma, yaklaşık üç yılı aşan bir alan araştırması, gözlem ve görüşmelere dayanmaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Mevlana'nın hayatı, Mevleviliğin tarihsel gelişimi; Mevlevi seması, şekillenme süreci ve çeşitleri; Mevlevilerce müziğin önemi ile Mevlevi ayinleri ele alınmaya çalışıldı. İkinci bölümde, Türkiye'nin modernleşme süreci ve bu sürece Mevlevilerin katkıları ele alındı. Üçüncü bölümde ise ilk iki bölümde verilen bilgiler ışığında Mevlevi semasının bugün geldiği durum tespit edilmeye çalışılarak, yapılan uygulamalardaki farklılıklar incelenmeye çalışıldı. Mevlevi müziği ve seması, 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla birçok yerde unutulmaya terk edilmiştir. Fakat Afyonkarahisar'da bulunan Mevlevi ailesinin ve muhibbanlarının desteği ile post makamı manevi olarak devam etmiş ve sema zamanla dinsel bir zikir olmaktan çıkarak, gösteri niteliği kazanmıştır. Halen evlerinde semayı zikir olarak yapanların varlığının bilinmesine rağmen, öğrenim şekli ve semayı yapma bilincinin değiştiği de bir gerçektir In this study, transformation of the Mevlevi whirling has been tried to study in the context of Islamic Revival, Multiple Modernity and Popular Culture with a focus on the city of Afyonkarahisar. Mevleviyeh began to take shape in time Mevlana in 13th century and then time of his son, Sultan Walad, was created its decency and propriety by organized. This study which examined changes being in the extant of these applications based on an area research during nearly three years, observations and interviews contains. This study consists of three parts. In the first chapter was studied to be dealt with Mevlana's life, the historical development of Mevleviyeh; the Mevlevi whirling, its process of embodiment and types; the importance of music for Mevlevi dervish and Mevlevi rituals. The second section dealt with Turkey's modernization process and the contributions of Mevlevi dervishes to this process. In the third section, it was studied to examine the differences on the applications made by determining in the light of the first two chapters? information the situation in which the Mevlevi whirling come today. Mevlevi music and whirling have been left to be forgotten in many places with the closure of dervish lodges in 1925. But the Mevleviyeh?s post continued as a spiritual authority with the support of Mevlevi family and companies living Afyonkarahisar and whirling has earned the nature of a show being a religious dhikr over time. Although it is known the existence of people are still doing whirling in their homes as dhikr, it is a fact that has changed learning methods and the consciousness of making the whirling
2012-01-01T00:00:00ZStanislavski`nin fiziksel aksiyon yöntemi ve Stanislavski sisteminin uzantıları
http://hdl.handle.net/20.500.12397/9610
Stanislavski`nin fiziksel aksiyon yöntemi ve Stanislavski sisteminin uzantıları
Altuğ, Ali Gökmen
19. Yüzyıldaki toplumsal değişim ve reformlar bilimde ve sanatta da köklü değişikliklere neden olmuştur. Tiyatro sanatı da bu değişimden etkilenerek romantik oyunculuk anlayışından yaşamdan bir kesit sunmayı amaçlayan gerçekçi oyunculuk anlayışına yönelmiştir. Stanislavski'nin tiyatro tarihindeki önemini belirleyen temel unsur bir oyunculuk yöntemi geliştirmesidir. Stanislavski'nin tüm yaşamı boyunca yaptığı çalışmalar oyunculuğun gramerini oluşturmaya yöneliktir. Moskova Sanat Tiyatrosu'nda ve stüdyolarda yaptığı çalışmalarından yola çıkarak oluşturduğu yöntem, bütünsel anlamda Stanislavski ?Sistem?i olarak adlandırılmıştır. ?Sistem? olgusu sürekli gelişen ve değişen bir yapıdadır. Bu nedenle Stanislavski ?sistem?i dogmatik bir yöntem olarak görmemektedir. Bu bakış açısı doğrultusunda ?sistem?in işleyişini yeniden ele alan Stanislavski kullandığı tekniklerin önceliğinde bazı değişikliklere gitmiştir. İlk dönem çalışmalarında yoğunlaştığı duyu hafızası, duygu hafızası ve imgelem tekniklerinin yanında aksiyon öğesini daha fazla ön plana çıkarmıştır. Stanislavski'nin son dönem çalışmalarına, aksiyon yoluyla analiz tekniğine, Fiziksel Aksiyon Yöntemi adı verilmektedir. Bu yöntem ?sistem?in tamamlanmamış ama gelişmiş son hali olarak değerlendirilebilir. Stanislavski ?Sistem?inin günümüze dek ulaşmasında ve hala oyunculuk eğitiminde kullanılmasında ?sistem?in uzantılarını oluşturan takipçilerinin payı büyüktür. Birinci Stüdyo'da ?sistem? olgusunu ve Stanislavski'nin öğretilerini deneyimleyen Michael Chekhov ve Yevgeni Vakhtangov zamanla kendi oyunculuk tekniklerini oluturmuşlardır. Stanislavski ?Sistem?inin evrensel düzeyde tanınması ve yayılması Avrupa'ya ve Amerika'ya göç eden Rus oyuncular sayesinde olmuştur. Lee Strasberg ve Stella Adler de ?sistem? ile tanışan ilk Amerikalı oyuncular arasındadır. Strasberg ve Adler'in içinde yer aldığı Grup Tiyatrosu, Amerika'nın oyunculuk tarihinde çok önemli bir yeri olan Aktör Stüdyo'nun ve metot oyunculuğunun temellerini atmıştır. Her iki tiyatrocu da yöntemsel farklılıklarına rağmen ?sistem?den yararlanarak oluşturdukları kendi teknikleri içinde birçok oyuncu yetiştirerek ?sistem?in uzantılarını günümüze kadar taşımışlardır. Social changes and reforms led to a radical transformation in science and art throughout the 19th century. The art of theatre was also influenced by this process, while romantic acting forms were gradually replaced by realistic art forms, which aimed at the depiction of life itself. The primary reason why Stanislavski is one of the most significant figures in the history of theatre is that he developed a certain acting method. All his artistic work targeted at the construction of a grammar in acting. The technique he invented at Moscow Art Theatre and his various studios was referred to as Stanislavski's ?System?, with a nature that embodies a never-ending process of evolution and development. This is the reason why Stanislavski does not view the ?System? as a dogmatic method, a viewpoint which caused him to revise the operation of the ?System? and make changes in the way some techniques held the primary positions. His methods, which were more based on affective memory, emotional memory and imagination during the first phase of his artistic life were later dominated by the element of action. The final years of Stanislavski's art more vividly focused on the technique of analysis through acting, which he called the Method of Physical Action. This method may be regarded as the most developed yet not completed form of the "System". Those who most contributed to the maintenance of the ?System? up until today and its still being used in actors? training are the followers of the System. Michael Chekhov and Yevgeni Vakhtangov, who experienced the notion of the System and Stanislavski's teachings during the first Studio, later on developed their own acting techniques. Stanislavski's ?System? earned worldwide reputation thanks to Russian actors who migrated to the USA and Europe. Lee Strasberg and Stella Adler are amongst the first American actors who acknowledged the ?System.? Group Theatre, including Strasberg and Adler, formed the foundation of Actors Studio and Method Acting, both bearing vital importance in the history of acting in the USA. Despite their technical differences, both theatre practitioners made use of the ?System?, created their own techniques, trained many actors and thus led to the inheritance of major elements of the System until today
2012-01-01T00:00:00ZAmerikan film sansür yasası olarak Yapım Yönetmeliği'nin doğuşu ve 1948 yılına kadar kara film üzerindeki etkisi
http://hdl.handle.net/20.500.12397/9609
Amerikan film sansür yasası olarak Yapım Yönetmeliği'nin doğuşu ve 1948 yılına kadar kara film üzerindeki etkisi
ONAT, EMRAH SUAT
Hollywood, sinemanın doğduğu ilk günden itibaren filmlerin içeriğine müdahale ederek sansürleme yoluna gitmiştir. Ticari yapılar olarak Hollywood yapım şirketleri tüm dünya ekonomilerini etkileyen Büyük Buhran döneminde ayakta kalmak adına cinsellik ve şiddete yönelmiş ve bu yapım şirketlerinin bir parçası oldukları MPDDA (ve 1934'ten sonra kurulan PCA) bu yönelimin sebep olabileceği federal sansürü engelleme adına sansür yönetmelikleri çıkarmıştır. Tüm bu kurumlar Hollywood'un iki ayrı yüzünü temsil ederler ve birbirinden ayrılamaz bir bütündürler. 1934 yılında Hollywood ülkedeki tutucu grupların devamlı surette talep ettiği federal sansürün önüne geçebilmek için kendi içinde bir uzlaşmaya yönelmiş ve güçlerini giderek arttıran bu gruplarla anlaşma yolunu seçmiştir. Bu anlaşmaya göre Hollywood 1922 yılından beri yaptırım gücü olmayan çeşitli yönetmeliklerle denediği kendi kendini düzenleme / sansürleme pratiğini artık faal olarak hayata geçirecek, bunun karşılığında tutucu gruplar da federal sansür taleplerinden ve filmleri boykot etmekten vazgeçeceklerdir. Yayınlandığı günden tam dört yıl sonra etkin biçimde uygulanmaya başlayan Yapım Yönetmeliği (Hays Yasaları) 1948 yılında sonlanan ve sonucunda büyük yapım şirketlerinin gösterim ağından çekilmek zorunda kaldıkları Paramount Davasına dek tüm Hollywood yapımlarını denetim altına almıştır. 1941 yılında ilk örneği görülen kara filmler de bu yönetmelikten bağımsız yapımlar değillerdir. Her ne kadar `yıkıcı', `alt-üst edici', `eleştirel' ve `karamsar' olarak tanımlansalar da tüm kara filmler Yapım Yönetmeliği süzgecinden geçmiş anlatılardır. Bu nedenle kara filmlerin ahlaki öğütlerini incelemek ve `kim için?', `hangi bakımdan?' yıkıcı ve eleştirel olduklarının araştırılması gerekmektedir. Yapılan bu çalışma bağlamında kara filmlerin de geleneksel Hollywood anlatı kalıplarına uygun, kötünün cezalandırıldığı, iyinin ödüllendirildiği ve Yapım Yönetmeliği'nin dikte ettiği biçimde `iyi ahlak' ile bezenmiş yapımlar olduğu görülmektedir. Kara film anlatılarının Yapım Yönetmeliği hiç var olmamışçasına ele alınması bu film türünün yanlış okunmasına ve geleneksel Hollywood yapımlarından farklı biçimde değerlendirilmesine neden olmaktadır. Oysa ki kara film de olsa bir Hollywood yapımı, özellikle 1940'ların sonuna kadar, yine Hollywood'un kendisi tarafından belirlenmiş tutucu ahlaki söylemi iletmek ve egemen ideolojiyi olumlamak zorundadır Hollywood, from the first day of its existence resorts to censor the films by interfering in the content of the movies. Film production companies of Hollywood, as commercial structures, turn to violence and sexuality in the movies in order to survive during the harsh economic conditions of Great Depression. MPPDA, which is constituted of those companies, and PCA, which is formed in 1934, issued codes in order to prevent a federal censorship which is caused by the trend of violence and sexuality. All of the mentioned institutions represent incompatible faces of Hollywood and they are an inseparable whole. In 1934, in order to prevent the conservative groups to call for federal censorship Hollywood felt obliged to conclude an agreement with them. According to this truce self-regulation / censorship will put into practice with a sanction power (which is never given to the former Codes), and in return the conservative groups and communities will give up their efforts for federal censorship and movie boycotts. Production Code (Hays Code), practiced effectively only after four years from its release, had regulated all Hollywood productions until 1948?s Paramount Decision (Supreme Court had decided on for the Hollywood production companies to renounce their screening practices and movie theatres). Films Noir (the first noir film dates to 1941) had never been code-free productions. Even though frequently called `subversive?, `overthrowing?, `critical? and `pessimist? all film noir productions had been overseen by Production Code. Therefore, it?s a necessity to analyse the moral guidance of films noir and for whom and in what aspects those films are considered to be subversive and critical. In the context of this study, it had been concluded that films noir are compatible with traditional Hollywood narration (in which `evil? is always punished and `goodness? is promoted) and are motivated by `good moral? that is dictated by Production Code. Approaching films noir as the code had never been existed, causes to misjudgments and misreadings of traditional Hollywood productions. In fact, a Hollywood production (doesn?t matter if it is a film noir movie or not), particularly until the end of 1940?s, had to convey the conservative moral discourse and reassure the dominant ideology which is determined by Hollywood itself.
2012-01-01T00:00:00Z